{ "title": "Kükürt Çiçeği", "image": "https://www.kukurt.gen.tr/images/Kukurt-Cicegi-12481.jpg", "date": "20.01.2024 17:34:15", "author": "irfan özen", "article": [ { "article": "Kükürt Çiçeği, Lüle kükürt olarak da bilinir. Kükürt; Doğada saf halde olduğu gibi genellikle bazı metallerle birlikte bileşik halde bulunan ametal bir elementtir. Kimyada “s” simgesi ile gösterilir. Kükürt doğada bulunan tüm elementlerin birçoğunda bileşik ve yaygın olarak bulunur. En fazla bulunan kükürt bileşiği hidrojen sülfürdür (H2S) bu bileşik, çürük bir yumurta benzer şekilde koku veren ve çok zehirli olan bir gazdır. Bileşimine girdiği diğer metaller ise. Demir, bakır, kurşun ve çinko sülfürlerdir. Kükürt, bu metallerin en önemli bileşik cevherleridir. Kalsiyum sülfatı ya da başka deyişle alçıtaşını da bunlarla birlikte saymak gerekir. Dünyadaki önemli kükürt oluşumları Louisiana, Sicilya ve Japonya'nın eski volkanik dağların yakın kesimlerinde yer alır. Ülkemizde ise Keçiborlu ve Sarayköy civarında, alçı, kireç taşı katmanlarında doğal halde bulunur. Dünya toplam rezervi yer kürenin %0,06 civarındadır.

Kükürt Çiçeğinin Elde Edilmesi

Yüksek derecelerde ısıtılma ile elde edilen kükürt buharının birdenbire soğutulmasıyla meydana gelen, sarı ve toz şeklinde olan kükürde kükürt çiçeği adı verilir. Kimyasal olarak oksijen ile birçok benzerliği olan Kükürt, bileşimlerde ise oksijenin yerine geçmektedir. Ancak daha az olarak elektronegatiftir. Metal elementler, oksijen ile olduğu üzere, kükürt buharında yanıp sülfürleri oluşturur. Bu nedenle demir talaşı ve kükürt çiçeği hafif bir şekilde ısıtıldığı zaman akkor haline gelip, yapay demir sülfürüne dönüşür. Kükürt normalde oksijen ve halojenlere karşı elektropozitif durumdadır.

Bağlarda oluşan külleme hastalığı ile bazı deri hastalıklarının tedavisi içinde uygulanan pomatlar ile şampuanların yapılmasında kükürt çiçeğinden yararlanılmaktadır.
" } ] }