Kükürt, doğada yoğun olarak alçı taşı katmanları arasında bulunan, sarı renkli ve ametal bir elementtir. Volkanik dağ oluşumlarının yakınlarında daha sık görülür. Kükürt; çinko, bakır, demir ve kurşun gibi elementlerin yanında da bulunur. Kükürdün insan yaşamına olan etkisi araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmış, kükürt içeren besinler konusunda kimyasal analizler artmıştır.

Kükürt içeren besinler, solunum sistemi başta olmak üzere cildin beyazlaması ve egzama gibi deri hastalıklarının iyileşmesi için önemli rol oynar. Hücreler içinde oksijenin dengesini sağlayan ve hücrelerin tamamına oksijenin ulaşmasını destekleyen kükürt, aynı zamanda karaciğerin çalışma düzenini sağlayarak vücudun tüm dengeleri üzerinde etkisini gösterir.

Kükürt içeren besinlerden vücudumuzun günlük kükürt emilimi yaklaşık 1000 mg'dır. Kükürt eksikliği insanda nadiren görülür; ancak vücutta yeterli düzeyde bulunmadığında zayıf saçlar ve solgun cilt gözlemlenebilir. Aşırılığında ise böbrek sorunları, mide ve boğazda yangı, kusma, baş ağrısı gibi durumlar ortaya çıkar.

Kükürt; sebzeler içinde başta soğan ve sarımsak olmak üzere, turp, kereviz, lahana, havuç gibi besinlerde bulunur. Bu sebzeler arasında özellikle sarımsak ve soğanın kokusu, içerdikleri yüksek kükürt oranından kaynaklanır. Sarımsağın içinde 33 çeşit kükürt bileşiği bulunur. Bu nedenle sarımsak, cildi gençleştirir ve antibiyotik ile antiparazitik etkisiyle insanlara canlılık verir. Bunun yanı sıra, kırmızı et ve yumurta da kükürt açısından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. Genel olarak, doğada kokulu olarak bulunan ve insanın tüketebileceği tüm sebzelerde kükürt bulunur.

Kükürt içeren besinlerin yanı sıra, ülkemizin bazı bölgelerinde kükürtlü sular çıkmaktadır. Bu sular, aslında yağmur ve kar sularının yer altı mineralleri ile karışarak tekrar yer üstüne çıkmasıdır. Kükürt içeren besin olarak adlandırabileceğimiz bu sular, yer altındaki özellikle volkanik oluşumların yanında çıkan kaynak sularıdır. İçme suları olarak bilinen bu sular çoğunlukla kükürtlüdür. İçildiğinde mide ve bağırsak emilim sistemini düzenleyerek bağırsakların temizlenmesini sağlar. Ayrıca böbreklerin bu sular ile yıkanması, idrar yollarının korunması amacını taşır. Birçok ürogenital sorunu olan hastalar bu içme suları ile şifa bulmaktadır.